“Nova olarak, ilk faaliyete geçtiğimiz günden itibaren, bugün sürdürülebilirlik başlığı altında incelenen etik, çalışan hakları, toplumsal fayda ve çevreye saygı gibi konularda hep titizlikle hareket ettik.”
“Daha çok”. Modern dünya düzenimizi bu şekilde özetleyebiliriz: Daha çok üretim, daha çok tüketim, daha çok kaynak kullanımı. Yarın yokmuş gibi, gidilebilecek başka dünyalar varmış gibi ekonomik ve sosyal hayatımızı kurguluyoruz. Bir sınırı olan dünya ise ona iyi bakmak zorunda olduğumuzu her geçen gün daha görünür işaretlerle bize anlatmaya çalışıyor: İklim krizi, sosyal eşitsizlik, kapsayıcılığın ve erişilebilirliğin azalması. Oysa dünya üzerindeki etkimizi anlamak ve bunu kontrol etmek için bir yöntemimiz var: Sürdürülebilirlik.
Sürdürülebilirliği nasıl tanımlayabiliriz?
Aslında sürdürülebilirliğin evrensel olarak kabul edilmiş tek bir tanımı yok. Ancak çoğunlukla ‘gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama yeteneğinden ödün vermeden bugünün ihtiyaçlarını karşılamak’ olarak tanımlanıyor. Üretim, çeşitlilik ve tüketimin devamlılığı sağlanırken hem toplumsal hem de ekolojik olarak daimî olmak anlamına geliyor.
Bu noktada bir de ‘Sürdürülebilirlik ne değildir?’ sorusunu yanıtlamamız gerek. En genel yanlış kanı sürdürülebilirliği sadece ekoloji ile tanımlamak. Oysa sürdürülebilirlik kalıcı refahı tesis etmek için her şeyin bir arada düşünülmesi gerektiğini kabul eden bütünsel bir yaklaşım. Bu da bizi sıradaki soruya götürüyor.
Sürdürülebilirlik kavramı hangi başlıklardan oluşur?
Sürdürülebilirliğin ekonomi, toplum ve çevre olmak üzere farklı boyutları bulunuyor. Yani sadece çevreye saygılı bir yaşam tarzı benimsemek sürdürülebilirlikle eşanlamlı sayılmıyor. Sosyal eşitlik, ekonomik kalkınma, refah gibi faktörleri denkleme katmak ve tüm insan faaliyetlerini denge içinde var etmek için adım atmayı gerektiriyor. Örneklendirelim mi?
Çevreyi koruma: Karbon ayak izini azaltmak, üretimde kaynakların sürdürülebilir kullanımını sağlamak, atık yönetimi, biyoçeşitliliğin korunması, enerji ve su tasarrufu, geri dönüşüm gibi adımlarla ekosistemin bütünlüğünü ve esnekliğini korumaya odaklanır.
Ekonomik kalkınma: Kaynakları koruyarak ekonomik büyümeyi sağlamayı ve refahı yükseltmeyi hedefler. Yeşil yatırımlar, inovasyon ve Ar-Ge, adil ticaret, sürdürülebilir finansman, döngüsel ekonomi gibi kavramları ön planda tutar.
Sosyal gelişme: Sosyal adalet, fırsat eşitliği, kapsayıcılık, eğitim, sağlık, toplum bilinci, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi hayatın her alanında tatmin edici ve sürdürülebilir bir standarda ulaşmayı anlatır. Bir yandan da sosyal sorunlara çözüm yaratacak girişimcilik projelerine kapı aralar.
Sürdürülebilirlik neden önem taşıyor?
Ekosistemin canlı ya da cansız tüm parçaları (insanlar, bitkiler, hayvanlar, mikroorganizmalar, doğal kaynaklar vb.) tartışmasız bir şekilde birbirine bağlıdır ve etkileşim içindedir. Zincirin bir halkasındaki bozulma tüm sistemi etkiler.
Dolayısıyla sürdürülebilirlik; bu zincirin devamlılığını garanti eder, ekosistemimizi ve doğal kaynakları korur, yaşam kalitemizi artırır. Sağlıktan eğitime, kültürden toplumsal eşitliğe tüm alanlarda çıtayı yükseltir, refahı garanti eder, toplumların gelişmesini sağlar. Kaynakların rasyonel kullanımı sayesinde daha yaşanabilir, güvenli bir dünya yaratılır.
Kolaylaştırıcılar
Kolaylaştırıcılar; “Gelecek, bugünden yarına” vizyonunun hayata geçmesini kolaylaştıracak başlıca araçlar olup operasyonel mükemmellik, dijitalleşme, yetenek yönetimi ve İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) olarak öne çıkmaktadır.
Stratejik Değer Alanları
Nova’nın başlıca değer yaratma alanları olan stratejik alanlar; doğa, çalışanlar ve toplum, inovasyon olarak belirlenmiştir.
Operasyonel Kökler
Operasyonel kökler, yıllardır aktif olarak faaliyet gösteren Nova’nın ekonomik performans, kurumsal yönetim ve müşteri bağlılığı, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da şirketin geleceğinin yapıtaşları olmayı sürdürecektir.
Sürdürülebilirlik neden önem taşıyor?
“Gelecek, bugünden yarına” mottosuyla iş yapma kültürümüzü insan, toplumsal fayda ve çevre ekseninde oluşturarak faaliyetlerimizi sürdürülebilir bir gelecek odağında devam ettiriyoruz.
Ana iş kollarımız olan inşaat ve kentsel dönüşüm “zamansız tasarlanan” alanlar. Bu faliyetlerimizle şehirlerin modern ve kente uygun yaşam biçiminin oluşmasına yardımcı oluyor, toplumların yaşamsal ihtiyaçlarına cevap veren ve hayat standartlarını yükselten projelere imza atıyoruz. İnşaat ve kentsel dönüşüm faaliyetlerimiz kapsamında inşa ettiğimiz binalar, bugünden yarına her daim güvenli, huzurlu ve yenilikçi yaşam alanları oluşturuyor.
Faaliyetlerimiz, uygulamalarımız, önceliklerimiz ve hedeflerimizle daha aydınlık, daha müreffeh ve daha sürdürülebilir bir geleceğin temelini inşa etmek için çalışıyoruz.
Tüm faaliyetlerimizde insan hayatını en temel öncelik kabul ediyor, çevresel etkimizi en aza indirmeye çalışıyoruz. Kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanmak için sürekli araştırıyor, kendimizi geliştiriyor ve yatırımlar yapıyoruz. Dünyayı hızla dönüştüren iklim krizi, nüfus artışı, demografik ve sosyal değişim, kentleşme ve teknolojik gelişmeler gibi mega trendleri yakından takip ediyoruz.
Dijital dönüşüm ve inovasyonu işlerimize entegre etmenin yanı sıra faaliyetlerimizi yeni teknolojilerle besleyecek girişimlere kaynak ayırıyoruz. İş sağlığı ve güvenliği alanındaki uygulamalarımız ve performansımızla sektörlerimize örnek teşkil etmekten gurur duyuyoruz.
sürdürülebilir geleceğin temelinde yer almayı da öncelikle bir sorumluluk olarak kabul ediyoruz. Çıktığımız sürdürülebilirlik yolculuğunun ana temasını oluşturan “gelecek, bugünden yarına” vizyonu, işte bu sorumluluğumuzun en yalın ifadesi!
Geleceğe iyi bakmak için dünyamıza iyi bakmak gerektiğini yaşayarak öğrendik. Bu da ‘yeşil’ alışkanlıkları benimsemekten, sosyal ve ekonomik yaşamda sürdürülebilirlikte inat etmekten geçiyor!